AVRUPADAN Youtube Video
Baştan sona Türkiye’deki ‘casusluk’ soruşturması
İstanbul’daki “siyasal casusluk” soruşturmasında Ekrem İmamoğlu, Necati Özkan ve Merdan Yanardağ tutuklandı; TELE1’e kayyım atandı. Dosyada itirafçı Hüseyin Gün’ün beyanları öne çıkıyor.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın TCK 328 kapsamında yürüttüğü “siyasal/askerî casusluk” soruşturmasında, Silivri’de tutuklu bulunan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Kandıra’da tutuklu bulunan kampanya direktörü Necati Özkan ve TELE1 Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ tutuklandı. Kararlarda “kuvvetli suç şüphesi”, “delil karartma” ve “kaçma riski” gerekçeleri yer aldı. Aynı süreçte TELE1’e kayyım atanması basın özgürlüğü eksenli tartışmaları büyüttü.
Soruşturmanın odağındaki isim Hüseyin Gün
Soruşturmanın omurgasında etkin pişmanlıktan yararlanmak isteyen Hüseyin Gün’ün beyanları bulunuyor. Gün’ün, seçim döneminde “dijital istihbarat toplama”, “seçmen profili çıkarma” ve raporları Necati Özkan üzerinden Ekrem İmamoğlu’na iletme iddiaları dosyada ana delil anlatısı olarak yer alıyor. Savcılık yazılarında, seçmenlere ait gizli bilgilerin yabancı servislerle paylaşıldığı ve bunun “casusluk faaliyeti” sayıldığı ileri sürülüyor. Savcılık ayrıca, Gün hakkında “önceden FETÖ’den takipsizlik verildi” iddiasını yalanladı.
Seher Alaçam hattı ve İmamoğlu–Yanardağ temasları
Dosyada kritik bir isim olarak Seher Erçili Alaçam geçiyor. İfadelerde Gün’ün Alaçam’ı “manevi annem” diye tanımladığı, Gün ile Merdan Yanardağ’ın Alaçam’ın Yeniköy’deki evinde birden çok kez görüştükleri, İmamoğlu’nun da 2019 seçimleri sonrası “tebrik ziyareti” kapsamında Alaçam’ın yanında Gün’ü gördüğünü söylediği aktarılıyor. Bu hat, dosyada kişi ilişkileri ve buluşma trafiğinin düğüm noktası olarak öne çıkıyor.
Yanardağ’ın savcılık sorgu tutanağına yansıyan anlatımına göre, Hüseyin Gün’ü ilk kez Seher Alaçam’ın yanında gördü; 2022–2023 döneminde Alaçam’ın evine gittiği bazı ziyaretlerde siyasi gündem üzerine sohbetler yapıldı. Yanardağ, Alaçam hayattayken TELE1’e “kurumsal destek” amacıyla küçük miktarlarda bağış yapıldığını, bu yardımların muhasebeleştirildiğini; buna karşılık Hüseyin Gün’den kendisine kişisel ödeme yapılmadığını söyledi.
Yanardağ, iddia edilen mesaj trafiğine ilişkin de “normal bir izleyiciyle yapılan sıradan yazışmalar” ifadesini kullandı; WhatsApp/Signal üzerinden yönlendirme aldığı suçlamasını reddetti. Tutanakta, telefon değişimi nedeniyle Signal yüklediğini, izleyicilerden gelen önerileri birçok gazetecinin yaptığı gibi değerlendirdiğini anlattığı görülüyor. Müdafi beyanında ise, Yanardağ’ın gazeteci kimliği ve geniş izleyici profili hatırlatılarak “siyasi/askerî casusluk” isnadının somut delille desteklenmediği ve “suçun unsurlarının oluşmadığı” ileri sürüldü.
WhatsApp yazışmalarında ne var?
Dosyaya giren WhatsApp dökümlerinde, Hüseyin Gün’ün birlikte çalıştığını söylediği eski CIA çalışanı Aaron Barr’la “kitle–trend–algı ölçümü” ve “psikometriye” kadar inen analizlerden söz edildiği; “kilit etki platformları ve kanaat önderlerini etkileme” stratejilerinin tarif edildiği aktarılıyor. Başka bir mesajda “web scraping” ve gelecekte API’lerle daha geniş veri erişimi sağlanabileceği, bunun “gizlilik riski” doğurabileceği notu yer alıyor. Gün, sistemlerinin “açık kaynakla sınırlı olmayan, yasa dışı yollarla da veri sağlayabilecek” kapasitede olduğunu iddia etti.
Savcılığın bilgilendirme metninde, Gün ile Necati Özkan arasındaki mesajlarda “70 bin gönüllünün acil aktive edilmesi”, “seçmen bölgelerine ilişkin profil ve strateji çalışmaları” gibi başlıklar ile İBB Sözcüsü Murat Ongun’un telefonuna “uzaktan erişimli casus yazılım bulaşmış olabileceği” iddiası ve bu nedenle “hassas kampanya toplantılarına telefon götürülmemesi” yönlü uyarıların yer aldığı ileri sürülüyor. Özkan hattı üzerinden bu uyarıların İmamoğlu’na iletildiği öne sürülüyor.
TELE1’e kayyım ve medya boyutu
Tutuklamalardan hemen önce TELE1’e kayyım atanması, haber kanalı yönetiminin fiilen devralınmasına ve yayıncılık faaliyetlerinin geleceğine ilişkin yoğun tartışma doğurdu. Basın meslek örgütleri, kararın “kamusal bilgiye erişimi ve çoğulculuğu” zedelediğini belirterek hukuka uygunluk ve şeffaflık çağrısı yaptı.
İmamoğlu, Yanardağ ve Özkan’dan savunmalar
Ekrem İmamoğlu, sorgusunda “Hüseyin Gün’ü tanımıyorum ve yazışmalarla bir ilgim yok” dedi; kamuya yaptığı açıklamalarda “casusluk” isnadını “zırva” olarak niteledi. Yanardağ ise “yurtsever bir gazeteci” olduğunu, ülke aleyhine faaliyetin “kendisine yöneltilebilecek en çirkin suçlama” olduğunu belirtti. Özkan cephesinde, iddiaların “akıl dışı” ve “bir meczubun çelişkili sözlerine dayalı” olduğu savunuldu. Savcılık, soruşturmanın MİT ve emniyetle işbirliği içinde “genişletilerek” sürdüğünü duyurdu.
Avrupa olaya nasıl bakıyor?
Mart 2025’teki ilk tutuklama dalgası sırasında Almanya hükûmeti ve AB kurumları hızlı ve şeffaf yargılama çağrısı yapmış, demokrasi ve hukuk devleti vurgusu öne çıkmıştı. Ekimdeki yeni “siyasal casusluk” dosyası Avrupa basınında muhalefet ve medya üzerindeki etkileri açısından izleniyor. Berlin’den bu dosyaya özgü güncel, resmî ve doğrudan atıflı bir açıklama yayın saati itibarıyla sınırlı olmakla birlikte, daha önceki beyanlarda ifade edilen “hukukun üstünlüğü” ve “basın özgürlüğü” çerçevesi tekrar hatırlatılıyor.
Sürecin odağı: Deliller, iddianame ve denetim
Önümüzdeki aşamada, iddianamenin kapsamı ile iletişim tespitleri ve dijital materyal çözümlemelerinin hukuki dayanıklılığı belirleyici olacak. TELE1’e kayyım kararının yargısal denetimi, dosyadaki WhatsApp içeriklerinin doğruluk–bütünlük–bağlam testleri ve Seher Alaçam hattındaki görüşme trafiğinin somut delillerle nasıl destekleneceği sürecin yönünü tayin edecek. Savcılık, Gün üzerinden kurduğu anlatıda “seçmen verisi sızdırma” ve “yabancı servislerle işbirliği” iddiasını güçlendirmeye çalışırken; şüpheliler, yazışmaları “izleyici etkileşimi/öneri” ve “kampanya analizi” sınırında, suç unsuru içermeyen temaslar olarak tanımlıyor.
Editoryal not: Bu haber; savcılık bilgilendirmeleri, sorgu tutanaklarına yansıyan pasajlar ve dosyaya giren WhatsApp dökümleri ile taraf beyanlarının yer aldığı güvenilir mecralardan derlendi. Sorgu tutanaklarının kamuya açık olmayan bölümleri ve adli yazışmaların tamamı erişilebilir olmadığından, aktarılan alıntılar ve özetler haberleştirildiği kadarıyla verilmiştir. Süreç dinamik olup, yeni belgeler ve açıklamalar yayımlandıkça metin güncellenecektir.
Geri Dön 28 Ekim 2025 Salı Önceki Yazılar