AVRUPADAN Youtube Video
Bürgergeld reformu: Adı değişiyor, kesintiler hızlanıyor
Hükûmet, Bürgergeld’in yerini alacak Grundsicherung düzenlemesinde uzlaştı. Karenz süresi kalkıyor, yaptırımlar daha hızlı ve daha sert uygulanacak.
Almanya’da hükûmet, Bürgergeld’in yerine geçecek ‘grundsicherung’ (temel güvence) reformunun son ayrıntılarında anlaşma sağladı. Tasarının Federal Kabine’den geçmesi bekleniyor. Reform, koalisyon içinde de hassas bir başlık olarak öne çıkıyor. CDU/CSU bunu seçim vaadi olarak görürken, SPD de önceki dönemde kurulan sistemi geri sarmayı kabul etmiş durumda.
Temel değişiklik: Daha hızlı ve daha sert kesinti
Düzenlemenin omurgasını, ‘iş birliğine yanaşmayan’ hak sahiplerine daha hızlı ve daha ağır yaptırım uygulanması oluşturuyor. Kabul edilebilir bir işi reddetmek gibi yükümlülük ihlallerinde aylık ödeme, üç ay boyunca doğrudan yüzde 30 azaltılabilecek. Bu, mevcut tutarlara göre ayda yaklaşık 150 avro daha az ödeme anlamına geliyor.
Randevu kaçırma gibi tekrar eden ihlallerde ise yaptırımların kademeli biçimde ağırlaşması, en sonunda da ödemelerin tamamen durdurulması öngörülüyor.
Jobcenter randevularında yeni eşikler
Yeni plana göre Jobcenter randevularına haklı bir gerekçe olmadan iki kez gitmeyen kişinin ödemesi yüzde 30 azaltılacak. Üçüncü randevunun da kaçırılması hâlinde ödemeler şimdilik kesilecek. Bu durumda kira, hak sahibine değil doğrudan ev sahibine yatırılacak.
Kişi bir ay içinde Jobcenter’a gidip durumu netleştirirse, kesilen tutarların sonradan ödenmesi mümkün olacak. Gitmezse yardım hakkının tamamen düşmesi de gündeme gelebilecek.
Koalisyonda tartışma: Tam kesinti öncesi görüşme
Koalisyondaki son tartışma, ödemelerin tamamen kesilmesinden önce kişiye zorunlu bir yüz yüze görüşme hakkı tanınıp tanınmayacağı üzerinden yürüdü. Çalışma Bakanı Bärbel Bas’ın taslağında bu görüşme vardı. Bas, yaptırımların ‘yanlış kişileri vurmaması’ gerektiğini savunuyor, özellikle ruhsal hastalığı olanların gözden kaçabileceğine dikkat çekiyordu.
CDU/CSU cephesi ise zorunlu görüşmenin tam yaptırımı fiilen zayıflatacağından kaygı duydu. Hükûmet çevrelerine göre uzlaşı sağlandı. Zorunlu görüşme yerine, ‘ulaşılamıyor’ sayılıp hakkı düşen kişilere görüş bildirme imkânı tanınacağı kayda geçirildi.
Sistem ne kadar büyük?
Bürgergeld, çalışabilir durumda olup geçimini kendi geliriyle tam karşılayamayanlara veriliyor. Bu kapsamda yaklaşık 5,5 milyon kişi bulunuyor. Bu grubun içinde yaklaşık 800 bin kişinin çalıştığı hâlde geliri düşük olduğu için tamamlayıcı destek aldığı belirtiliyor. Toplam kitlenin içinde yaklaşık 1,8 milyon çocuk ve genç de yer alıyor. Bürgergeld alanlarda yabancı oranı da yüzde 48’e yakın olarak veriliyor.
Harcama rekoru, tasarruf beklentisi tartışmalı
Bürgergeld harcaması 2024’te 51,7 milyar avro ile rekor seviyeye çıktı. Bu tutarın 29,2 milyar avrosu temel ödemelere, 12,4 milyar avrosu kira ve ısınmaya, 3,7 milyar avrosu iş entegrasyonu hizmetlerine ayrıldı. Yönetim giderleri de 6,5 milyar avro oldu. 2025’te de benzer bir harcama düzeyi bekleniyor.
Reformun ne kadar tasarruf sağlayacağı konusunda ise farklı hesaplar var. CDU/CSU cephesi milyarlarca avro potansiyeli vurgularken, Bas’ın bakanlığı taslak metinde sadece bu reformla kayda değer bir tasarruf beklemediğini not ediyor. Bakanlık hesabına göre Bürgergeld’den çıkan 100 bin kişinin sistemde yaklaşık 850 milyon avro tasarruf yaratabileceği belirtiliyor.
Karenz süresi kalkıyor, birikim incelemesi sertleşiyor
Mevcut sistemde ilk yıl için ‘karenz süresi’ uygulanıyor. Bu dönemde belirli bir birikim ‘korunan varlık’ sayılıyor. Kişi 40 bin avroya kadar, hayat partneri için de ek 15 bin avroya kadar birikimi koruyabiliyor. Süre dolunca kira giderleri gibi kalemler daha sıkı inceleniyor ve gerekirse taşınma ya da kirayı kısmen cebinden ödeme gündeme gelebiliyor.
Yeni reform, bu karenz süresini tamamen kaldırmayı öngörüyor. Düzenlemenin işsizlik ödeneği için geçerli olmadığı, yani işini kaybedenin ilk aşamada birikimine hemen dokunmak zorunda kalmayacağı da belirtiliyor.
En sert yaptırımlarda anayasa sınırı
Federal Anayasa Mahkemesi 2019’da, o dönemki sistemde yüzde 60 ve yüzde 100 kesintileri hukuka aykırı bulmuştu. Ancak belirli şartlarda tam kesintinin anayasal olabileceğine de kapı aralamıştı. Buna göre kişi, kendisine teklif edilen ‘kabul edilebilir’ işi alarak insanca yaşamını derhâl sağlayabilecek durumdaysa ve buna rağmen ısrarla reddediyorsa, tam kesinti ihtimali gündeme gelebiliyor.
Yeni düzenlemenin bu çerçeveye uyup uymadığı tartışması sürerken, olası itirazlar sonrası son sözü yine Federal Anayasa Mahkemesi söyleyecek.
Geri Dön 18 Aralık 2025 Perşembe Önceki Yazılar